Cumhuriyetin ilanından sonra köyümüzde açılan ilkokulda dersler okul binası olmadığından geçici olarak camiye bitişik bir odada yapıldı. Bu odanın yanında ihtiyar heyeti odası ve uzak yollardan gelen ve konaklamak için köyümüzde misafir olarak kalanlar için kullanılan bir misafir odası vardı. Böylece bir yanda cami, diğer yanda ise ihtiyar heyeti odası ve muhtarlık odası, misafir odası ve İlkokul odası. İşte köyümüzde İlköğretim böyle küçük ve karışık bir ortamda başlamıştı.
1923-1939 yılları arasında Köyümüzde ve çevremizde henüz ilköğretim okulu yoktu. Çünkü daha öğretmen okulları açılmamış ve öğretmen yetişmemişti. Ne ilkokul binası ne de yeterince talebe vardı. Bu nedenle o yıllarda öğrenciler Balıklıçeşme İlkokulu'na gidiyorlardı.
Babam Nazım Selvi 1926 doğumlu. İlkokula 1933 yılında Balıklıçeşme Köyü'nde başladı ve 1938 yıllarında mezun oldu. Köyümüze 3 km. uzaklıkta olan Balıklıçeşme Köyü'ne gidiş gelişler şimdiki gibi özel arabalar ile değildi tabi. Köyün arkasındaki patikadan yürüyerek gidiliyordu. Tabi bu gidişlerde bazı öğrencilerin yolda oyuna dalmaktan veya kuş avlamaktan okula gitmedikleri de oluyordu. Böyle hareketlerde bulunan o günün öğrencilerinin bir çoğu 3 yıllık olan okulu devamsızlıktan ve dersleri aksatmaktan dolayı maalesef 4-5 yılda bitiriyorlardı.
1938 yılına yani Halil Özcan’ın askere gidip gelmesine kadar köyümüzün gençleri Balıklıçeşme İlkokulu'na gitmeye devam ettiler. Tarihi tespit edilemediğimden köyümüzde ilköğretime ne zaman başlanıldığı tam olarak bilinmemektedir. Ancak köyümüzden askere giden 1914 doğumlu Halil Özcan, 1938 -1939 yıllarında köyümüze dönmüş ve onun gelmesinden bir kaç yıl sonra yukarıda belirttiğim gibi caminin avlusundaki muhtarlık odasının yanında bir oda ilkokul olarak kullanılmaya başlamıştır.
Halil Özcan askerlik görevi sırasında bazı bilgiler ve eğitimler almış, dolayısı ile kendisini geliştirmiş ve bunun sonucunda da Eğitmen unvanı almıştır. Askerden döndükten sonra köyümüzde öğretmen olmadığından eğitmen olarak öğrencileri okutmaya başlamıştır.
Dayım Hamdi Bilgin, Halil Öcan'ın ilk talebelerinden olup 1943-1944 yıllarında Beypınar Köyü'nden Çınardere Köyü'ne İlkokula geliyormuş. Demek ki Halil Özcan Eğitmenliğe o yıllarda başlamıştı.
Okulun ders yeri belli olduktan sonra talebelerin toplanıp, İstiklal Marşı söyleyip, göndere bayrak çektikleri yer babam Nazım Selvi’nin evinin önüdür. Öğrenciler burada toplanır, marşlar okur ve sıra halinde cami avlusunda bulunan dersliğe giderlermiş. Hatta bayrak dikilen ve Cumhuriyet Taşı denen bu taş şu anda Nazım Selvi'nin evinin önünde tarihi bir anıt olarak durmaktadır. Bu taşı korumamız gerekmektedir.
1940'lı yılların başında ilk önce Ahmet Kayalı ve Ramis Tutkun Balıkesir'de bulunan Savaştepe Öğretmen Okulu'na giderler. 1946 yılına geldiğimizde ise köyümüzden 11 genç daha öğretmen olmak için Savaştepe Öğretmen Okuluna giderek kayıtlarını yaptırırlar. Büyük bir arzu ve heves ile bu okulu en kısa zamanda bitirerek uzun yıllar öğretmenlik yapmak üzere vatanın her tarafına dağılırlar.
Savaştepe Öğretmen Okuluna giden öğretmenlerimizin isimleri:
Raif Tutkun, Hasan Fehmi Uysal, Hüsamettin Önder, Remzi Terzi, İbrahim Aatalay, Selim Şahin, Burhanettin Rikhay, Ahmet Öcan, Adem Kaya ( Okuldan ayrıldı), Ahmet Engin ve Mehmet Engin.
Öğretmen okulundan mezun olan öğretmenlerimiz bir çok köylere dağılırlar. 1948-1950 yıllarına gelindiğinde köyümüze 2 derslikli bir ilkokul, bir de oğretmen lojmanı yapılır. Okulda sadece bir öğretmen görevlendirilir. O yıllarda yeterli derslik olmadığından birkaç sınıf bir arada ders yapılırdı. 1948-1950 yıllarına kadar 3. sınıftan mezun olan öğrenciler bu yıllardan sonra 5.sınıftan mezun olmaya başlamıştır.
Yine aynı yıllarda civar köylerde okul olmadığından talebeler köyümüzde okula gidiyor ve buradan mezun oluyorlardı. Çok iyi hatırlıyorum 1956 öğretim yılında Çelikgürü Köyü'nden den gelen talebeler kış ve kötü hava şartlarından dolayı evlerine gidemedikleri için bizim köyümüzde kalmış ve her öğrenci civar köylerden gelen bir öğrenciyi evinde misafir etmişti. O yıllarda böyle yardımlaşma olması gayet doğal bir olaydı. Bende o günlerde Çelikgürü Köyü'nden gelen arkadaşlarımızı evde misafir edenlerden biri idim.
Daha sonra 1952 yılına gelindiğinde öğrenci sayısı arttığı için tek öğretmen talebelere yetişemez olur ve ikici bir öğretmen daha atanır. Bildiğim kadarı ile ilk öğretmenimiz 14 Temmuz 1930 doğumlu Hasan Fehmi Uysal’dır. Daha sonra ki yıllarda ise 10.09.1924 doğumlu rahmetli Ahmet Kayalı göreve başlar.
Burada rahmetli öğretmenimiz Ahmet Kayalı ile ilgili bir anımı sizlere anlattıktan sonra tekrar Okulumuz hakkında bilgiler vermeye devam edeceğim.
1955 yılında öğrencilerin okula gittiği dönemde büyüklerim beni de okula göndermişlerdi. Bende sevinerek ve büyük bir hevesle diğer arkadaşlarım gibi okula gidip geliyordum. Bir gün nasıl oldu bilmiyorum öğretmenim rahmetli Ahmet Kayalı beni ayağa kaldırdı ve sen nasıl kayıtsız okula gelirsin diye enseme öyle bir tokat attı ki neye uğradığımı anlayamadan yüzüstü sınıfın içinde yere kapaklandım. Ayağa kalktım ve ağlayarak eve gittim. Tabi o sene bir daha okula gitmedim. Ertesi sene kaydımı yaptırarak derslerime devam ettim. Bu hatırayı yermek için değil sadece bir anı olarak burada anlatıyorum. Bir yıl okuduktan sonra ikinci sınıfın sömestr tatilinde yani 1957 yılında ailece İstanbul’a taşındık ve öğrencilik hayatım orada devam etti.
Derslik yetersizliği nedeni ile 1969 yılında öğretmen lojmanının bir odası derslik olarak kullanılmış, daha sonra ise Hacı İbrahim Kayalı'nın evinin bitişiğindeki oda derslik yapılmış ve eğitim bu şekilde sürdürülmüştür. 1980'li yılların başında yapılan ek derslik ise teknik şartlara uygun olarak inşa edilmediğinden bir kaç yıl sonra kullanıma kapatılmıştır. Daha sonra şu anda yangın ekibinin bulunduğu yeni ilkokul binası yapılmış ve eski bina ise kaderine terk edilmiştir. Son zamanlarda bakımsızlıktan iyice harap olmuştur.
1994 yılına kadar bu yeni binada 2 öğretmen kadrosu ile derslere devam edilmiştir. Ancak yıılar içinde köyümüzden büyük şehirlere ve özellikle İstanbul’a göçler olmuş, bu sebepten dolayı köyde okuyacak çocuk sayısı çok azalmıştır.1994-1995 ders yılında okula devam edecek yeterli öğrenci bulunamadığı için maalesef okulumuz kapatılmıştır. Diğer köylerde de aynı nedenlerle okullar kapatılmıştır. Çünkü Köylerde öğrenci sayısının azalması nedeni ile eğitim ve öğretim masraflı olmaktaydı. Bu nedenlerden dolayı köylerde Taşımalı Eğitim Sistemine geçildi. Bir çok köy öğrencilerini servis araçları ile Balıklıçeşme Beldesi'ndeki ilköğretim okuluna göndermeye başladılar. Böylece ilköğretim köylerden kaldırıldı ve belli yerlerde toplandı . Milli Eğiitm Bakanlığı da bir çok masraftan kurtulmuş oldu.
Sonuç olarak 1940-1943 yılına kadar Balıklıçeşme'ye giden ve 1943 yılından 1995 yılına kadar köyümüzde öğrenim gören öğrencilerimiz, bu yıldan sonra tekrar Balıklıçeşme'de öğretim görmeye başladılar. Böylece köyümüzde 52 yıl süresince faaliyette olan ilkokulumuz 1995 yılında öğretime kapatıldı. Okulumuzdan bir çok değerli arkadaşlarımız mezun olmuşlardır ve başarılı mevkilerde hizmet etmektedirler.
Çınardere Köyü İlkokulu kapandıktan 13 yıl kadar sonra bu bina Biga Orman İşletme Müdürlüğü Orman Yangınları İlk Müdahale Ekibinin kullanımına tahsis edilmiştir.
Orhan Selvi
01.05.2013
*******************************************************************************************************************************************
NOT: Okulumuz hakkında ilave bilgisi olanların veya düzeltilmesi gereken bir husus olduğunu düşünenlerin bilgi vermesini rica ederim.