Sevgili Dostlar ;
Köyümüze hizmet etmiş eski muhtarlarımız hakkında bilgiler aktarmaya devam ediyorum. Bundan önce sizlere tanıtmaya çalıştığım eski muhtarlarımızdan rahmetli Halis Terzi’den sonra 1935 yılında görevi devralan 2. Muhtarımız rahmetli Cemal İlhan hakkında bilgiler aktarmaya çalışacağım.
Cemal İlhan, Rumi 1319 (Miladi 1903-1904) yılında Çanakkale İlinin Biga İlçesinin Çınardere Köyü’nde Rumi 1293 ( Miladi 1877-1878 ) doğumlu Mehmet Beşir İlhan ile Rumi 1300 ( Miladi 1885) doğumlu Fatmet (Petimat) Hanımın dört çocuğundan biri olarak dünyaya gelmiştir. Sabriye, Saniye ve Sadiye adında üç kız kardeşi vardır.
Cemal İlhan, 1903-1985 yılları arasındaki 82 yıllık ömrünü Çınardere Köyü’nde geçirmiştir. Geçimini babası Mehmet Beşir’in yanında çiftçilik ve hayvancılık ile uğraşarak sağlamıştır. Ailenin tek erkek çocuğu olduğu için ailenin bütün sorumluluğu üzerinde olmuştur.
1924 yıllarında vatanı görevini yapmak için askere gitmiş ve döndükten bir müddet sonra 1929 yılında Ali ve Azize kızı Rumi 1325 (Miladi 1909) doğumlu Emine Hanım ile evlenmiştir. Bu evlilikten Zekiye, Mazhar, Mehmet Ekrem, Sakinet, Fatma, Sabit, Mesut, Nudiye ve Şükran adında 4 erkek ve 5 kız olmak üzere 9 çocuğu dünyaya gelmiştir.
Cemal İlhan’ın baba tarafından dedesi Dağıstan (o tarihlerde Çeçenistan’ın resmi kayıtlarda ismi Dağıstan olarak geçmektedir) doğumlu İslam, ninesi ise Dağıstan’lı Ahmet Han’ın kızı Rumi 1261 ( Miladi 1845 ) Dağıstan doğumlu Keşha Hanım’dır. Baba tarafından büyük dedesi Dağıstan doğumlu Hacı İsmail’dir. Büyük dedesi Hacı İsmail, 1850’lerin sonunda Rusya’nın Çeçenistan ve Dağıstan’ı işgal etmesi ve İmam Şamil'i esir alması üzerine üzerine Rus zulmünden kaçarak Osmanlı Devleti’ne gelmiş ve 1860’ların başında Çınardere Köyüne yerleşerek köyü kuran ailelerden biri olmuştur. Annesi Petimat Hanım Dağıstan’lı Kör Mehmet’in oğlu Hacı Hasan’ın kızıdır. Kör Mehmet ise İmam Şamil'in komutanlarından Dağıstanlı Hacı Murat’ın kardeşi olup Köyü ilk kuran ailelerdendir.
Cemal İlhan 1935 yılında Köyümüze muhtar olarak seçilmiş ve 1939 yılına kadar bu görevi başarı ile yürütmüştür.
Rahmetli Cemal İlhan amcayı ben hayal meyal hatırlıyorum. Çünkü 1957 senesinde İstanbul’a taşındığımızdan kendisi ile fazla tanışma görüşme imkanımız olmamıştı. Ancak babamın bizlere dedem İbrahim İbiş’ten aktardıklarından dolayı onu tanıma fırsatı buldum. Bu anılardan bir tanesini burada sizlerle paylaşmak istiyorum. Babam Nazım Selvi’nin bizlere naklettiği olay şöyledir.
Tabi ki burada anlatacaklarımın içindeki kişileri çok iyi bilmeme rağmen hayatta olmadıklar için onların isimlerini vermeyeceğim. Sadece Cemal İlhan’nın dedemle ilgili bir konuda ne yaptığını ve nasıl davrandığını bunun sonucunda da her ikisinin nasıl bir arkadaşlık kurduklarını ve birbirlerine nasıl bağlı olduklarını anlatacağım. Bu güzel ve sağlam arkadaşlıklarının sonucunda onların oğulları ve torunları da aynı şekilde bu arkadaşlık ve komşuluk bağlarına sıkı sıkıya yaşadıklarını göreceksiniz. Bu iki arkadaşın oğulları da yıllarca problemsiz bir arkadaşlık yaşamışlar ve bu dostluklar torunlara kadar uzanmıştır.
Yıl 1935’ ler. Yani Cemal amcanın muhtarlık zamanı. O günlerde dedemlerin ormanda olduğu bir zamanda köyümüzdeki bazı kişiler bir nedenden dolayı dedemin damlarını (ahırlarını) ateşe verirler. Uzaktan damların yandığını görerek eve geldiklerinde iş işten geçmiş ve damlar tamamen kül olmuştur.. Bu kişilerin kim olduğu çok iyi bilinmektedir. Ama köye en son gelen muhacirlerden olan dedemler bu yangın sonunda o kişilere bir şey yapamaz. Çünkü kim olduklarını bilmelerine rağmen gözleri ile olayı görmemişlerdi. Hatta yangın olduğu sırada o kişiler, köyün içinde olmasına rağmen yangına mani olmayıp uzaktan seyretmişlerdi.
Dedemlerin maddi durumu iyi olmadığından damı tamir etme imkanları da yoktu. Bu nedenle köyümüzün o yıllarda ki muhtarı rahmetli Cemal İlhan’dan kereste temini için kendilerine yardımcı olmasını isterler. Cemal amca da mesuliyeti üzerine alarak damın tamiri için dedeme köy ormanından ihtiyacı olan odunları kesmesini ve damını yapmasını söyler. O koşullarda muhtarın sözü köyde çok geçerli olduğundan ormandan kalın ağaçlar kesilir ve damın üzerini örtmek için araba ile eve getirilir. Ancak yangını çıkaran aynı kişiler, dedemler ormanda iken korucuya ormandan kaçak ağaç kesildiğini bildirirler. Bunun üzerine köye gelen korucular yolda dedemin yolunu keser ve onları suçlu durumuna düşürürler. Zor durumda olan dedemlerin ve korucuların yanına olaydan haberdar olan muhtar Cemal İlhan gelir ve koruculara, durumu anlatır. Yangın olduğunu, zor durumda olduklarını, bu kişilerin muhacir olduklarını, ev ve ahır yapmak için ormandan ağaç kesmeye yasal hakları olduğunu ve ağaçların kesilmesine muhtarlık olarak kendisinin müsaade ettiğini söyler. Bunun üzerine dedemler hakkında yasal bir işlem yapılmaz ve o ağaçlar ile dam onarılır. Böylece eski durumuna kavuşmuş olur.
İşte bu ve bunun gibi yardımlar sayesinde dedem ile Cemal amca arkadaşlık ve dostluk temelleri atılmış olur. Bu dostluk ve kardeşlik o günden bugüne kadar gelmiş ve iki sülale arasında devam etmektedir.
Dedemlerin mağduriyetinin giderilmesi için ormandan ağaç kesmelerine müsaade eden Cemal İlhan bu kez 1960’lı yıllarda köy ormanlarının gelişmesine büyük zarar veren keçilerin Köyde yasaklanması için büyük çaba harcar. Kendisinin de keçileri olmasına rağmen diğer keçi sahiplerinin büyük kısmını ikna eder ve Köy Derneği kararı ile Köyde keçi beslenmesi yasaklanır. Keçinin yasaklanmasından sonra Köyümüz sınırları içindeki meşe ormanları büyük bir gelişme gösterir.
Hem eski yazı hem de yeni harflerle okur yazar ve bilge bir kişi olan Cemal ilhan, gerek kendi köyünde gerekse çevre köylerde kişiler arasında çıkan bir çok ihtilafı mahkemeye gitmeye gerek kalmadan adalet ve hakkaniyete göre, sulh yolu ile çözen sözü dinlenir bir kişi idi. Bunun yanında atalarının Kafkasya’dan getirdiği bitkisel merhemi ölünceye kadar imal edip, parasız olarak ihtiyacı olanlara verir ve derin yaraların iyileşmesi sağlardı.
Köy Enstitüleri’ne öğrenci gönderilmesi için Köy Muhtarlıklarına gelen talimatı görünce bunu hemen değerlendirmiş ve Köyümüzden Savaştepe Köy Enstitüsü’ne giden ve öğretmen olarak mezun olan ilk grup öğrencinin okumasına ön ayak olmuştur.
Şu güzel sözü unutmayalım ! Büyük düşünür Ecclesi Astes bizlere şöyle öğüt veriyor;
''Tohum ekmekten vazgeçmeyin. Çünkü hangisinin yeşereceğini bilemezsiniz. Belki de hepsi yeşerir, kim bilir ? ''
Çeçenistan göçmeni İlhan sülalesinden Köyümüzün 2. Muhtarı rahmetli Cemal İlhan 17 Şubat 1985 tarihinde 82 yaşında Hak’kın rahmetine kavuşmuştur.
Kendisine Allah’tan gani gani rahmet diliyor, Köyümüzün 153 .Kuruluş yıldönümünde yapacağımız Mevlid-i Şerif ve Hayır Yemeği’nde yapacağımız tüm dualarımızı kendisine ve ahirete intikal eden tüm eş, dost ve sevdiklerimize hediye edeceğiz. Allah hepsinden razı olsun inşallah.
Derleyen :
Orhan SELVİ
23.4.2013