SILA-İ RAHİM ve HEMŞEHRİ ZİYARETLERİ
Sıla kelimesi, kavuşmak, rahim kelimesi ise, şefkat, koruma, acıma anlamına gelmektedir. Sıla-ı rahim, bir kişinin akrabalarını, hısımlarını, dostlarını ziyaret etmesi, koruyup kollaması, onlarla irtibatı kesmemesi, imkanı oldukça onlara maddi ve manevi olarak destek olması anlamına gelmektedir.
Sitesi Yönetimi olarak değerli üyelerimiz ve köylü kardeşlerimiz ile hasret giderebilmek, dostluk ve arkadaşlık bağlarını pekiştirmek ve ilişkileri yakınlaştırmak için bazı ziyaretlerde bulunmaktayız.
İyi ve kötü günlerde, bayramlarda, düğünde, cenazede, iş hayatında tebrik ve temennilerde bulunmak için bugüne kadar muhtelif ziyaretlerimiz, SILA-İ RAHİM’lerimiz olmuştur ve bundan sonrada kuşkusuz olacaktır.
Gayemiz, bu geçici alemde birbirimizle ayrılık değil birleşmeyi sağlamak, uzakları yakınlara getirmek, ayrılıkları birleştirmek, küs olanları barıştırmak, köylü kardeşlerimizle, arkadaşlarımızla ve dostlarımızla ilişkilerimizi, ecdadımıza yakışır hale getirmek için uzak yakın, zor kolay bahanesi düşünmeden, küçük büyük ayırımı yapmadan, makam mevki derecesine bakmadan insanlarımızı ziyaret ederek veya ziyarete bekleyerek bu ulvi ve önemli görevi yapmak bizlere gurur ve mutluluk vermektedir.Bu ziyaretlerimiz bir ecdat hatırasıdır. Bir özlem duygusudur. Bir sıla hasretidir. Bir kardeşlik sevgisidir. Bir SILA-İ RAHİM dir.
"Sıla-i rahimde bulunmak şehirleri bayındır kılar ve her ne kadar ehli iyilerden olmasa da ömürleri uzatır."
“Her kim, can ve malıyla akrabasına doğru gidecek olursa, aziz ve celil olan Allah yüz şehidin sevabını inayet buyurur.”
“Sıla-i rahime doğru attığı her adıma karşılık, kendisine kırk bin iyilik yazılır, kırk bin kötülüğü silinir, makamı kırk bin derece yükseltilir, adeta yüz yıl sabır ve ihlâs ile Allah’a ibadet etmiş gibi olur.”
"Şüphesiz cennette, sadece âdil imamın veya çok sıla-i rahimde bulunan kimsenin veya kadın ve çocukları hususunda çok sabreden kimsenin ulaşabileceği bir derece vardır.”
Görüşmeleri yıllık ve daha uzun zamana yaymamak, sadece bir işin olması için veya tesadüflere bırakmak değil kavuşmak, hasret gidermek, bir Sıla-i Rahim de bulunmaktır.
Gün geçtikçe yalnızlaşıyoruz. İlişkilerimiz her gün daha da zayıflıyor. Kendimizin dışındaki insanları gün geçtikçe umursamaz oluyoruz. Bunun en önemli sebebi modern dünyanın bizlere sunduğu hayat tarzı ve kendi değerlerimizden uzaklaşmamız. Bunun en belirgin örneğini akraba ilişkilerinde yaşamaktayız.
Peygamberimizin ilk tebliğleri arasında sıla-i rahim de yer almıştır. Sıla-i rahim, dinimizin hassasiyetle üzerinde durduğu vazifelerdendir. Müslümanlar arasında kardeşlik hakları bulunmasının yanı sıra, akrabalar arasında bir de sıla-i rahim hakları olduğunu biliyoruz. Gerçekten de sıla-i rahim, insanları boncuk taneleri gibi bir araya getiren ipliğe benzer. Bu bağı koparmak hoş görülmediği gibi, kuvvetlendirmek övülmüştür.
Resul-u Ekrem (A.S.) bir gün ashabını uyarmış, akrabalarını ziyareti terk eden varsa meclisimizde oturmasın demişlerdi. Bu ihtardan sonra sahabelerden bir kişi aceleyle ayrılmış ve biraz sonra sevinçle geri dönmüştü. Efendimiz o sahabeye sorar: “Neden aceleyle çıktın ve sonra sevinçle geri döndün?” şöyle cevap alır:
- Ya Rasulallah. Siz akrabasını ziyaret etmeyen meclisimizde oturmasın ihtarını yapınca, daha fazla huzurunuzda kalamazdım. Tavırlarıyla beni daima kendinden uzaklaştıran bir teyzem vardı. Uyarınız üzerine onu ziyarete gittim. Kapısını çalınca teyzem şaşırdı. Ben de meclisinizde olanları ve ihtarınızı ona anlattım. Çok sevindi ve ellerini açarak bana dua etti, ben de ona dua ettim. Vedalaşıp hemen huzurunuza geldim.
Bunun üzerine Peygamberimiz: “Sen bu hareketinle çok güzel bir ziyaret yapmış oldun. Şunu iyi bilin ki, akrabalarıyla alakasını kesmiş olan kimsenin bulunduğu meclise Allah’tan rahmet inmez.” buyurdu.
Akrabalarını ihmal edip, ziyaret etmeyen kimselerin bulundukları meclise Allah’ın rahmetinin inmemesinden büyük tehdit olur mu? Öyle ki, büyük sahabe Abdullah b. Mesud (R.A.), meclisinde duanın kabulüne engel teşkil eder diye akrabalık bağını koparmış birinin bulunmasına razı olmazmış. Aynı şekilde İbn-i Mesud (R.A.) bir gün sabah namazından sonra şöyle demiştir: “Allah için! Akrabalık bağını koparmış biri varsa kalksın. Çünkü biz Rabb’imize dua etmek istiyoruz. Semanın kapıları akrabalık bağını koparan kimseye kapalıdır.”
Hısım ve akrabaya iyilik, insanın malına ve ömrüne bereket verir. Bir hadis-i şerifte Peygamberimiz, “Rızkının genişlemesini ve ömrünün uzamasını isteyen akrabasına iyilik etsin” buyuruyor. Ayrıca akrabalarla güzel ilişkiler kurmak, günahların bağışlanmasına da vesiledir.
Bizlerde bu güzel uyarı tavsiye ve emirlere uyarak elimizden geldiğince akraba ve dostlarımızı ziyaret ederek SILA-İ RAHİM de bulunmaya çalışıyoruz.
Değerli dostlar çok dikkat çekici ve son derece önemli olan Sıla-İ Rahim konumuzu değerli şairimizin şu güzel şiiri ile noktalayarak tüm dostlarımızın SILA-İ RAHİM konusuna hassasiyet göstermelerini dilerim.
Sıla-i Rahim
Akraba bağını koparan evlat,
Kayalardan düşen taşlara benzer.
Anneyi babayı unutan evlat,
Yalandan dökülen yaşlara benzer.
Amcalar, halalar, baba yarısı.
Teyzeler, dayılar ana yarısı.
Herkesin mutlaka vardır anısı.
Rengarenk yaşanmış düşlere benzer.
Anayı, babayı saymayan evlat,
Akraba hatırı bilmeyen evlat,
Bayramlarda bile gelmeyen evlat,
Sigortası atmış fişlere benzer.
Akrabalarını unutan insan,
O ulvi bağları koparan insan,
Dayıyı, teyzeyi darıltan insan,
Yolunu kaybetmiş kuşlara benzer.
Anne dostlarını ana bilenler,
Baba dostlarını baba bilenler,
Geçmişine bağlı, hatır bilenler,
Canlara can katan, aşlara benzer.
Akraba hatırı sayıp bilmeyen,
Baba dostlarına selam vermeyen,
Ana dostlarına değer vermeyen,
Anlamsız yapılan işlere benzer.
Kin garaz taşıyıp, gıybet edenler,
İnsanı insana hasret edenler,
Sıla-i Rahim'den kopup gidenler,
Ağızdan dökülen dişlere benzer.
Âşık Bilâli der ahiret vardır.
Sıla-i Rahim’de hikmetler vardır.
Bencil insanların dünyası dardır.
Zemheri ayında kışlara benzer.
Şair Bilal Işıklı
Orhan SELVİ
18.01.2014