DEĞERLİ HEMŞERİLERİM
Daha önce yazılarımda ve haberlerimde sizlere Çınardere köyüne sahip çıkılmazsa bir gün gelir başkaları sahip çıkar demiştim. Ancak bazı kardeşlerimin dikkat çektiğim bu konuyu hafife alarak anlamadıklarını veya hiç düşünmediklerini sanıyorum. Aslında buradan bazı ikazları yaptıktan sonra söylediklerimin bir bir su yüzüne çıktığını görmekteyiz.
Bu konu hakkında sizlere biraz bilgi aktarayım. Çünkü bazı hemşerilerim bazı olaylardan haberleri olmuyor. Bazı kardeşlerimde köyümüze gelmediklerinden dolayı köyümüzün durumu onları pek ilgilendirmiyor. Hatta bazı kişilere niçin köyümüze gelmediklerini sorduğumda "Köy beni ilgilendirmiyor veya ben 30- 40 sene önce köyden çıktım ve orada evim yok o nedenle köye gelmem ve gelmiyorum" diyorlar. Köyümüz için yapılacak işler için kendilerinden yardım talep ettiğimizde de; "Ben köye gelmiyorum ki niye yardım edeyim" gibi cevaplar almaktayım. Unutmayın ki, bir gün gelecek ATA TOPRAĞINA dönmek isteyenler olacak. Bu canlı da olabilir, cansız da. Çınardere köyü bizlere atalarımızdan miras kaldı. Bu mirası da ne olursa olsun hep beraber el ele verip korumak mecburiyetindeyiz.
Köyümüze son günlerde Bursa’dan, Bandırma’dan ve civar köylerden gelenler oluyor. Bu kişiler menfaatları uğruna nasıl güneyde toprak satılıyorsa bizim köyümüze de aracılar vasıtası ile geliyorlar ve toprak satın almak istiyorlar. Aynı şekilde başka köylerden de arazi satın alıyorlar. Uzun zamandan beri bazı kişiler köyümüze gelmeye başladılar. Hatta gerçek fiyatından daha fazla para vererek arazi toplamak istiyorlar.
Satın alacakları topraklarla ilgili olarak muhtarlımızdan bilgi almak istediklerini duymaktayız. Bu durumu araştırdığımızda böyle kimselerin satın alacakları toprak veya arazileri daha sonra çok fahiş fiyatlarla başkasına satmak istemektediklerini anlıyoruz. .Bu çalışma ve araştırmayı çok iyi okuyan ve konuyu derinlemesine araştıran muhtarlığımız satın alınacak bu yerlere Güneydoğu Anadolu’dan gelen kişilerin köy kurmak istediklerinin duyumunu almıştır. Almak istedikleri yerler onlar için önemli değil. Ellerinde uydurma bir plan- projelerle buralardan tren ve otoban geçeceğini, bunun için yatırım amaçlı yer satın aldıklarını söyleyip hayali planlar üretmektedirler. Hatta bu kişiler toprağını satın aldıkları o köylü kardeşlerimize buraları ekmeleri için bedava vermekteler. Gayeleri insanlarımızı kandırarak yer, toprak almaktır. İleri ki yıllarda da akrabalarını getirip o araziye veya bölgeye yerleşmek isteyecekler. Gerisini siz düşünün.
KARDEŞLERİM !
Çok dikkat ediniz. Satılacak toprağınız veya arazileriniz olursa bunu çok dikkatli satmanızı tavsiye ederiz. Köyün dışındakilere satmadan önce çok iyi düşünün. Öncelikle fiyatı biraz düşükte olsa kendi köylü kardeşinize, komşunuza, akrabanıza satınız. Sakın ola yabacıya satmayınız. Eğer yabancı birinin eline geçtiğinde o yabancı gelir köyüne oturur ve aşiretini getirir sonunda senin ve eşinin, dostunun huzurunu bozar. Bu olayları lütfen civar köylerde ki eşinize dostunuza da anlatın. Onları da uyarın. Son pişmanlık fayda etmez.
UNUTMAYIN Kİ :
Sizden sonra bu köyde ve civar köylerde senin oğlun, torunun yaşayacak. Sen öbür aleme gittikten sonra belki bir şey görmeyeceksin ama yaptığınız yanlış eşinizin, çocuğunuzun, torununuzun ve akrabalarınızın huzur ve sağlığını bozacaktır.
Şimdi size gerçek yaşanmış bir olayı anlatayım ki konuyu daha iyi anlamanıza yardımcı olayım. Yakın köylerden bir Muhtar arkadaş köyümüze geliyor. Bazı araştırmalar yapıyor ve bu konuda köylü kardeşimizle konuşuyor. Onlara satılık arazisi olan var mı diye sorular soruyor. Bu kişiyi başka köyün muhtarı olarak tanıyan kardeşlerimiz var. Dolayısı ile art düşünceleri olmadan gerekli olan cevapları yani, şimdilik satılık arazi veya tarla yok diyorlar. Ama ileride satılık olursa ilgileneceğini söylüyorlar.
Daha sonra bu muhtar arkadaş bizim muhtarımıza geliyor ve aynı isteğini tekrarlıyor. Muhtarımız daha öncede böyle bir olayı yaşadığı ve şahit olduğu için konuyu çok iyi biliyor. Ve bu arkadaşa sen kendi köyünün sınırları içinde niçin toprak satmıyorsun veya satın almıyorsun da benim köyümden arazi satın almak istiyorsun diye çıkışıyor. Eğer satan olursa bu köyümün içinde kendi aralarında alım-satım olur. Yabancıya arazi satmıyoruz diyor ve o kişiyi köyden uzaklaştırıyor. Çünkü bu kişi ve daha öncede gelen kişiler arazileri aldıktan sonra doğu kökenli kişilere fahiş fiyatla bu yerleri satacaklar, kendileri büyük kazanç sağlayacaklar ve gelen kişilerde arazilerimizde bir köy kuracaklar. Onların istedikleri yerler kıraç arazi veya verimli arazi olabilirmiş ve önemi yokmuş. Böylece elinizdeki arazileri almış olacaklar.
Bu iki olay gösteriyor ki yabancılar köyümüze girmek istiyorlar. Bir yabancı geldiğinde devamının da geleceğini unutmayın. Para uğruna köyümüzün huzurunu bozacak girişimlerden sakınalım. Satılacak toprağı olanlar mutlaka köyümüzün insanlarına düşük fiyatta da olsa satalım. Gün gelir satan kişi tekrar toprak almak isterse belki de sattığı kişiden tekrar alma şansı olabilir.
Atalarımız bu topraklara 155-115-100 sene önce gelip yerleşmişler ve gelirken demişler ki :
Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.
Memleket isterim
Ne başta dert ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.
Memleket isterim
Ne zengin fakir ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.
Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikayet ölümden olsun.
İşin ÖZETİ : TOPRAĞINIZI SATIN ALMAK İSTEYEN KÖYÜN DIŞINDAKİ KİŞİLERE SAKIN SATMAYINIZ. ÇÜNKÜ O KİŞİNİN DAHA SONRA O ARAZİYİ KİME SATACAĞINI BİLMİYORSUNUZ.
SATILAN ARAZİLERİNİZ İSTEMEDİĞİNİZ KİŞİLERİN ELİNE GEÇECEKTİR VE BURAYA İSTEMEDİĞİNİZ KOMŞULAR GELECEKTİR. SİZLERDE BU YÜZDEN HUZURUNUZU, SAĞLIĞINIZI KAYBEDECEKSİNİZ.
Şimdi yaşanan çok canlı bir olayı anlatayım ki dostlarım,hemşerilerim ne demek istediğimi çok iyi anlasınlar.
Biz aile olarak 1958 yılından sonra İstanbul Aksaray semtinden Zeytinburnu ve daha sonra ev alarak 1961 yılında K.Çekmece –Kanarya semtine taşınmıştık. Konum itibari ile mükemmel bir yerdi. Göle nazır yeşillikler içinde bir semtti. O yıllarda Kanarya'da çok mutlu ve huzurlu bir yaşam sürüyorduk. Herkes herkesi çok iyi tanıyordu. Tepeden bakıldığı zaman bu Ahmet’in evi, bu Mehmet’in evi diye herkes herkesi ailesi gibi tanıyor ve seviyordu. Günler yıllar böyle mutlu geçti. 15 yıl sonra doğudan bazı aileler geldi. Bir evde 5-6 kişi normal yaşarken onların gelmesi ile onların evlerinden 10-15 kişi çıkmaya başladı. Sonra 1980 yılı ve daha sonra 1990 lı yıllar geldi. Mahallede artık yerli komşuları göremez olduk. Herkes evini satıp başka semtlere gitmeye başladı. 1990 yılında bizde diğer komşular gibi Kanarya dan ayrıldık. Sonra 1995 yılında evimizi kiraya verdik. Kiraya verdiğimiz aile karı koca, anne ve iki küçük çocuk. Ben Denizli'de çalışıyorum o yıllarda. Bana haber verdiler eve giren çıkan belli değil. Öyle oluyormuş ki odalar insan almamış balkonda yatıyorlar. Kiracıyı aradım evi boşaltın diye. Cevap onlar benim misafirlerim nasıl boşaltayım. Bunun üzerine evi satmaya karar verdim. Çok ucuz fiyata sattım ve oradan ayrıldım. 35-40 yıl yaşadığım evimi bu yüzden sattım. Çünkü orası, o muhit yani Kanarya semti şimdi terör örgütünün hücre yeri oldu.
Bunu şunun için anlatıyorum. Eğer Köyümüze sahip çıkmaz, bana ne, ben İstanbul dayım, İzmir'deyim. Zaten köye gelmiyorum ki diye düşünürseniz gün gelir Çınardere köyü ve çevresi istenmeyen, kötü ve yaşanmaz bir yere döner. Örnekleri çok. Sen gelmiyorsan, burada yaşamıyorsan Çınardere mezarlığında senin, annen, baban, deden, ninen, amcan veya akrabaların yatıyor. Böyle düşünecek olursan yarın mezarlığına ve atana da sahip çıkamaz duruma gelirsin. O nedenle UYANIK OLALIM. CİVAR KÖYLERİ DE UYARALIM.
BAKIN ATALARIMIZ BİZLERE NE VASİYET ETMİŞ:
Yoldaşlar, nasip olmazsa görmek o günü,
ölürsem kurtuluştan önce yani,
alıp götürün
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni.
Biz bu türküleri elbette işitecek değiliz,
toprağın altında yatar upuzun,
çürür kara dallar gibi ölüler,
toprağın altında sağır, kör, dilsiz.
Yoldaşlar, ölürsem o günden önce yani,
- öyle gibi de görünüyor -
Anadolu'da bir köy mezarlığına gömün beni
ve de uyarına gelirse,
tepemde bir de çınar olursa
taş,maş da istemez hani...
İşte kabirlerde yatan atanızın, bu topraklarda rahat ve huzurlu istirahat edebilmesi için Arazini KİME, KİMLERE satacağınızı çok İYİ ve DİKKATLİ düşünün ve mutlaka muhtarlık ile istişarede bulunun ve ondan sonra SATIN. YOKSA ! Mezarlıkta bile yer bulamaz duruma düşersin...
İŞTE KORKTUĞUMUZ BAŞIMIZA GELDİ :
Aldığım haberlere göre bundan bir müddet evvel köyümüze bir çok insan geldiği araştırma yaptığı ve Çelikgürüden bir kişinin aracılığı ile köyümüzden yer almaya ve pazarlamaya başladığını duydum.
Ayrıca köyümüzden yine bir kişinin evini sözde Bursa dan gelen bir kişiye gösterdiğini ve satmak istediği duyumunu aldım.Bu alışverişte evin pahalı olduğundan dolayı alıcı tarafından reddedildiğini öğrendim.
Diğer taraftan yine bir arsanın yabancı bir kişiye satıldığı haberi alındı ve bu arsa veya tarla yabancıya satılmıştır.
Burada alan kimsenin taktiği şudur.Yabancı kişi tarlayının yerini tapu olarak alıyor ve satan kişye sen bu tarlayı icarsız seninmiş gibi çalıştırabilirsin diyor ve satıcıya ekim için bırakıyor.Böylece satan kişinin SÖZDE bir kaybı olmuyormuş intibağını bırakıyor.Ve daha sonrada başka tarlaları almak için biz köylü kardeşlerimizin ağzına sözün gelişi BAL sürererk diğer tarlaları toplamaya devam ediyor.
ALDANMAYINIZ.
Satmak istiyorsanız aynı köyden bildiğiniz kişilere satınız.
Diğer köyden alanlar başkalarına aracılık ediyorlar ve kendileri alınca daha sonra o yabancı kişilere peşkeş çekiyorlar.
YİNE BAŞKA BİR DUYUM.
İyi bir yerde tarlası bulunan kardeşimize Biga dan 3 adet daire veriyor ve karşılığında tarlasını istiyor.Tapuyu alacak olan bu yabancı şahıs veya şahıslar tarlayı çalıştırmayı bu kardeşimize bırakıyor.Ancak bu kardeşimiz teklifi geriye çeviriyor.
ANCAK : Bu sinsi oyunlar devam ediyor ve edecektir.
Değerli hemşerilerim,
Biz Site yönetimi olarak sizleri uyarıyoruz ve haberdar ediyoruz.Sizlerinde bu uyarılara uyanık olmanızı ve bu konularda çok dikkatli olacağınızı umuyor, Site Yönetimi olarak hepinize sağlıklı ve huzurlu günler diliyoruz.
Orhan SELVİ
03.08.2016